Bir zamanlar tembel ve açgözlü oğulları olan çalışkan ve cömert bir köylü yaşarmış. Ölmeden önce oğullarını toplamış ve onlara falanca tarlayı kazarlarsa orada gömülü hazineler bulacaklarını söylemişti.
Köylü ölür ölmez oğulları tarlaya gittiler ve özenle ve dikkatle toprağı aşağı yukarı kazmaya başladılar, ancak hiçbir zaman hazine bulamadılar.
Yerde tek bir para bile bulamayınca, görünüşe göre babalarının cömertliğinden dolayı tüm altını verdiğine, ancak unuttuğuna karar verdiler ve aramayı bıraktılar. Ama birdenbire akıllarına geldi: Zemin kazıldığına göre üzerine bir şeyler ekebilirler. Kardeşler tarlaya buğday ektiler ve birkaç ay sonra zengin bir hasat elde ettiler.Buğdayı satarak bir yıl boyunca bolluk içinde yaşadılar.
Ancak hasat zamanı geldiğinde gözden kaçırmış olabilecekleri büyük zenginliği bir kez daha düşündüler ve kardeşler tarlayı yeniden kazdılar.
- ama aynı başarıyla.
Böylece, birkaç yıl içinde bu insanlar çalışmaya alıştılar ve daha önce hiç bilmedikleri bir şeyi, mevsimleri birbirinden ayırmayı öğrendiler. İşte o zaman babalarının neden böyle bir eğitim yöntemini kullandığını anladılar, dürüst ve müreffeh köylüler oldular. Çok geçmeden yeterli servete sahip olduklarını keşfettiler ve gizli hazineleri düşünmeyi tamamen bıraktılar.
İnsan kaderi bilimi ve yaşamın anlamı üzerine yapılan çalışmalarda da durum aynıdır: Öğrencilerin sabırsızlığı, kafa karışıklığı ve açgözlülüğü ile karşı karşıya kalan öğretmen, onları gelişmelerine yardımcı olacağını bildiği eylemleri gerçekleştirmeye teşvik etmelidir; Bu eylemlerin gerçek işlevi ve amacı, olgunlaşmamış olmaları nedeniyle çoğu zaman öğrenciler tarafından bilinmemektedir.
Her ne kadar kendisi bambaşka bir şey geliştirmeye çalışsa da kişinin belirli yetenekler geliştirebileceğini vurgulayan bu hikaye son derece yaygın olarak biliniyor.
Popülerliği genellikle kendisinden önce gelen önsözle açıklanabilir: "Bu hikayeyi tekrarlayanlar kazanabileceklerinden daha fazlasını kazanacaklar."
Bu tarih, (Sufi felsefesine referanslarda bulunabilen ve Papa'nın emriyle uzaklaştırıldığı Oxford'da öğretmenlik yapan) Fransisken Roger Bacon ve 17. yüzyıl kimyageri Beerhaave tarafından yayımlandı.
Hikâyenin bugünkü versiyonu, yaklaşık 12 yüzyıl önce yaşamış olan Basralı Sufi Hasan'a atfedilmektedir.
Mehmet Levent ÜNAL
21/12/2024
UYARI: İşbu blog içerisinde yer alan bilgi ve uygulama teknikleri tedavi amacı taşımamaktadır. Söz konusu bilgiler bu tekniği öğrenmek için eğitime katılan katılımcıyı bilgilendirmek amaçlı olup sağlık hizmeti niteliğinde değildir.Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmamalıdır. Tanı ve tedavi mutlaka doktor tarafından yapılması gereken ciddi bir işlemdir.
Her türlü hastalık ve benzeri tedavi gerektiren sorunlarınız için dokturunuza danışınız.