Bedava Şifacı

“Gerçek bir şifacı para almaz” diye düşünür Gerçek Hasta.
“Gerçek Hasta” yani tamamen hasta. En başta da kafadan. Neden mi? Akıllı olan çözsün!

İzninizle, Gerçek Hastanın düşünce akışını sürdürelim. Biz, Gerçek Hastalar, bazı sorunlarla karşı karşıyayız, ancak bu sorunlardan kurtulmayı Tanrı’dan isteme hakkımız var. Çünkü O, Tanrı’dır ve her şeyi yapabilir. Bu durumda O, bize Gerçek bir şifacı göndermek zorundadır ve bu şifacı bizi tedavi etmeli ve tabii ki bunu ücretsiz yapmalıdır. Mümkünse, yaşlı bir nine olsun, zira o, yaşlılık günlerinde artık hiçbir şeye, hele hele paraya hiç ihtiyaç duymaz!!!

Bu arada, biz Gerçek Hastaların pek çok hakkı olmalıdır:

• Kozmik Yasaları ihlal etme ve keyfimize göre yaşama hakkı;

• İstediğimiz zaman, gece gündüz fark etmeksizin, çevremizi umursamadan dilediğimiz gibi davranma hakkı;

• Kendi kişisel hedeflerimize ulaşırken ve arzularımızı tatmin ederken başkalarının ihtiyaçlarını hiçe sayma hakkı;

• Bütün ahlak öğreticilerini uzaklaştırma hakkı, biz zaten kendi kendimize bilgeyiz;

• Yaratıcılık özgürlüğü, daha doğrusu, aklımıza esen her şeyi rastgele yapma hakkı;

• Öz karakterimizi geliştirme çabalarına, yardıma muhtaç olanlara ve yakınlarımıza destek olma zahmetine girmeden tasasız ve kaygısız yaşama hakkı, çünkü biz zaten muhtaç durumdayız;

• Ailemiz ve yakınlarımıza karşı kayıtsız ve sorumsuz olma hakkı;

• Bize karşı hassas bir ilgi talep etme hakkı. Ayrıca lütfen, bizden karşılıklı bir ilgi beklemeyin!

Peki ya sorumluluklar? Ne hakkında konuşuyorsunuz? Bizi dünyaya getirmelerini biz istemedik! O halde neyin sorumluluğu? Yok yok, bu iş bize göre değil, bu Gerçek Şifacıların işi. Bu yüzden Gerçek Şifacılar yükümlüdürler. Sürekli ve her zaman bize karşı sorumludurlar. Neden mi? Hiçbir neden yok, biz öyle istiyoruz! Bir de çoğunluğun görüşü var! Siz ne sanıyorsunuz, biz çok kalabalığız!

Öyleyse, Gerçek Şifacılar tüm zamanlarını tamamen bize, Gerçek Hastalara, adamak zorundalar. Üstelik tamamen ücretsiz ve itirazsız bir şekilde, sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar. Sonuçta bizim sayımız biraz fazla oldu gibi. Kendi ihtiyaçlarını karşılamak için para mı kazanmaları gerekiyor? E, serbest zamanlarında çalışsınlar o zaman. Gündüz vakit yetmezse, gece çalışsınlar. Uyku mu? Aman canım, nasıl olsa ahirette uyurlar, ne önemi var? Biz de uyumuyoruz, uyuyamıyoruz, çünkü biz Gerçek Hastalarız.
Aslında, Gerçek Şifacıların ne gibi ihtiyaçları olabilir ki? Onların otlarla, meyvelerle beslenmesi, bir kulübede yaşaması, mum ve sobayla idare etmesi gerekir…

Ama bir dakika, bekleyin:
• Kulübelerinizi bizim şehirlere daha yakın inşa edin ki, size ulaşmamız uzun sürmesin. Ayrıca, yolunuzu güzelce asfalt döşeyin. Zira bizim lüks arabaların alçak şaseleri var, bir şeyleri kırarsak bedelini siz ödersiniz!
• Şifacıların mutlaka bir telefonu, tercihen cep telefonu olmalı. Böylece istediğimiz zaman sizi arayıp anında hizmet alabiliriz.
• Gerçek bir şifacı asla aile ve çocuk sahibi olmamalıdır. Çünkü kendisini tamamen bize, Gerçek Hastalara adamalıdır.

Bu arada, mum ve sobayla idare edebilirsiniz, ama biz edemeyiz! Lütfen, bizim estetik tercihlerimize saygı gösterin. Modern iç dekorasyon, yumuşak koltuklar, çay, kahve ve yol yorgunluğunu atmak için biraz ballı süt de  ikram edin. Aman ha, beklemek zorunda kalmayalım! Hadi bakalım, bize uygun şartları sağlayın. Biraz çaba gösterin ve bir yerlerden para kazanın. Mesela boş zamanlarınızda yük vagonlarını boşaltabilirsiniz. Hem böylece spor da yapmış olursunuz! Size ne olacak ki? Siz zaten öküz gibi sağlıklısınız. Sonuçta siz GERÇEK ŞİFACILARSINIZ!!!

Geleneksel sorular: Peki, yeteneklerinizi nasıl kanıtlıyorsunuz? Her şey sonuca bağlı olmalı… Yoksa bir gidiyorsunuz hemen başlıyorlar: “Sizde büyü var, nazar var”.

Sonra on seans yaptırıyorsunuz, maaşınızdan oluyorsunuz ama hiçbir sonuç alamıyorsunuz…

Aynı derecede geleneksel cevap: Yani siz her yerde sonucu gördükten sonra mı ödeme yapıyorsunuz? Marketten yiyecek aldınız, yediniz, sonra sindirim sonucu belli olunca gidip mi ödeme yapıyorsunuz? Bebeğiniz için bez aldınız, kullandınız, sonra mı gidip ödeme yapıyorsunuz? Turizm acentesinden tatil paketi aldınız, tatilinizi yaptınız, sonra mı ödeme yapıyorsunuz? Araba aldınız, gezdiniz, bir yıl sonra mı keyif alıp almadığınıza göre ödeme yapıyorsunuz? Üniversiteye girdiniz, eğitiminizi tamamladınız, sonra mı öğrenme sonucunuza göre ödeme yapıyorsunuz? Hastaneye yattınız, ameliyat oldunuz, sonra hayatta kalırsanız mı ödeme yapıyorsunuz?

Devam edelim mi?..

 

Derleyen & Çeviren

Cemre ÖZKAN

Mehmet Levent ÜNAL