Sevgililer yukarıda zaman yoktur. Zaman dünyaya ait bir kavramdır. İnsanoğlu bilinci doğrultusunda zamanı lineer yaşamaya başlayıp , spiralliğe doğru geçiştedir.
Halbuki divine yani ilahi olan bir akıştır . “Sonsuzluktur”. “O” sonsuzdur.
Peki Sevgililer , siz sonsuzdan bir parçayken nasıl kısıtlanabilirsiniz ki?
Algılamamız gereken şey sonsuzdan gelen yaratım gücümüz değil mi?
Bütün kısıtlanmış kalıplarımızı iptal edip, sonsuz olmayı , özgür olmayı tercih etmeye ne dersiniz?
Sevgiyle...
Kolektif olarak neden ileri gidemediğimizi sorgulamak gerekirse , insanlık daha Hz. Musa’ya gelen ilk on emir konusunda ne derece farkındalıkta? Bu konuları ne derece günlük yaşamı ile harmanlayıp, kollektifin hayrına olacak şekilde özümseyebildi?
Bu sebepten ki düşünmek, gerektiği yerde “okumak“, hatta düz okuyup geçmek değil derinine nüfuz etmek gerek bilgiye. Hz. Muhammed ile gelen ilk mesaj neden “ikra “ (oku!) ?
Oku , anlamaya , derinlemesine hakikat’i aramaya koyul aslında... Hz. İsa ‘ ya bakacak olursak, onun çarmıha gerilmesinin utancı hala bilinçaltımızda var olmaktadır. Evet bilinçli olarak fark etmesek de utanan bizleriz...
Çünkü algılayamadık...
Son zamanlarda ise hala geriye dönüp “okumadığımız kitaplar, algılayamadığımız kişiler” hakkında bolca boş kafiye yapıyoruz...
Kollektif olarak ileri gitmek için varoluşu anlamaya , algılamaya , hakikat’i hissetmeye ... SEVGİYE ve VİCDANA...
(Not: Hakikatin dili,dini,cinsiyeti ve ırkı yoktur.)
Mehmet Levent Ünal
UYARI: İşbu blog içerisinde yer alan bilgi ve uygulama teknikleri tedavi amacı taşımamaktadır. Söz konusu bilgiler bu tekniği öğrenmek için eğitime katılan katılımcıyı bilgilendirmek amaçlı olup sağlık hizmeti niteliğinde değildir.Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmamalıdır. Tanı ve tedavi mutlaka doktor tarafından yapılması gereken ciddi bir işlemdir.
Her türlü hastalık ve benzeri tedavi gerektiren sorunlarınız için dokturunuza danışınız.